Bazı insanlar neden sürekli tepki verir? Günlük hayatta, birine basit bir soru sorarsınız ama cevabında bir şekilde “vurucu” bir söz bulursunuz. Bu tür durumlarda, çoğumuz şaşkınlıkla kalakalırız. Peki, neden? Acaba herkes böyle mi davranmalı? Düzgünce cevap verme dönemini gerçekten kapattık mı?
Günümüzde, insanlar arası iletişimde samimiyetsizlik, anlaşmazlık ve eleştirel yaklaşımlar oldukça yaygınlaştı. Artık bir şey sormak bile cesaret ister hale geldi. İşte bu yüzden, çoğumuz iletişimden kaçıyoruz. Çünkü sorularımız bile çoğu zaman bir tartışmaya ya da kötü bir tavra dönüşüyor.
İletişimsizlikten Uzaklaşma: Samimiyetin Yerini Alay mı Aldı?
Kendi tecrübemden yola çıkarak şunu fark ettim: İnsanlarla iletişim kurma cesaretim giderek azaldı. Çünkü artık konuştuğunuz konuların tutmaması, tartışmalara yol açması ve anlaşmazlıkların artması oldukça yaygın bir hal aldı. Uslubu bozuk insanlara tahammül etmek zorunda olmadığımı fark ettim. Bu yüzden, artık yalnızca benimle benzer bir frekansta olan, karşılıklı saygıyı koruyan insanlarla iletişim kuruyorum.
Tabii ki bu durumun diğer yüzü de var. İnsanlardan uzaklaşmamın temel sebebi, onların sürekli negatif bir enerji yaymaları. Laf sokmalar, azarlamalar, surat asmalar… Artık çevremde negatif enerjili insanlara yer yok. İletişim kopukluklarının temelinde de, herkesin kendi yaşadıklarını abartılı bir şekilde dışa vurması yatıyor.
Gerçek Samimiyet Nerede?
Günümüz diyaloglarının büyük bir bölümü yapay hale gelmiş durumda. İnsanlar işlerini halletmek için canım cicim moduna girip, iş bitince yüzünüze bile bakmıyor. Bu yapaylıktan uzak durmaya çalışıyorum. Benim için önemli olan netlik ve tutarlılık. Yüzüme gülen ama arkamdan başka türlü konuşan insanların yanında olmaktansa yalnız kalmayı tercih ederim.
Net bir tavrım var ve bunu koruyorum. Sevdiğim insanlara sevgiyle yaklaşırım, sevemediğim insanlara ise mesafemi koyarım. Bu benim doğam ve bunu bilen bilir. Ancak bu net tavır bile bazılarına batabiliyor.
İletişim Çekingenliği: Kendi Dünyamızda Kayboluyoruz
Son yıllarda, insanların birçoğu gibi benim de iletişimden uzaklaşmamın temelinde samimiyetsizlik ve niyetlerin belirsizliği yatıyor. Kimin gerçek niyetli, kimin sahte olduğunu bilmek artık mümkün değil. Bu belirsizlik, yalnızlık hissini de beraberinde getiriyor.
Peki, yalnızlığımızı nasıl aşacağız? İlgi alanlarıma uygun, ortak paydada buluşabileceğim insanlarla iletişim kurmayı seçiyorum. Kişisel gelişim, psikoloji, felsefe gibi konular beni daha çok cezbediyor. Çünkü bu tür derin konular insanı düşündürür, geliştirir ve gerçekten anlamlı diyaloglar yaratır.
Çözüm: Negatif Döngüden Çıkmak
Neden sürekli tepki topluyoruz? Bunun yanıtı, büyük ölçüde karşımızdaki insanların ruh haliyle ilgili. Çoğu insan karamsarlık çukuruna düşmüş durumda ve olumlu bir yaklaşıma dahi tahammül edemiyor. Bu da iletişim çekingenliğimizi artırıyor. Hatta, bazen kendi içimize çekilerek yalnızlığı tercih eder hale geliyoruz.
Benim gibi düşünen birçok kişi, yalnız kalmayı sosyal çatışmalara tercih ediyor. Ancak unutulmamalı ki, doğru insanlarla kurulan samimi bağlar hayatı güzelleştirir. Bu yüzden, negatif enerjiyi hayatımızdan çıkarıp, bize iyi gelen insanlara odaklanmalıyız.